Elif 33 yaşında. İstanbul’un gri sokaklarında bir gölge gibi geçip gidiyor çoğu zaman. Görenler, dikkatli bakmayanlar için sıradan bir kadın. Ama dikkatli bakanlar, onun gözlerinde saklanan derinliği, yaşadığı hayatın izlerini fark edebilir. Ela gözleri bazen donuk, bazen hüzünlü bakar. Uzun, kumral saçlarını genellikle toplar. 1.68 boyunda, ince yapılı bir bedeni var; geçmişteki acıların, yoksunlukların bıraktığı bir iz gibi narin.
Bir zamanlar küçük bir kasabada yaşıyordu. Evde şiddet eksik olmazdı. Elif, çocukken hayal kurmayı çok severdi: öğretmen olmayı, güzel elbiseler giymeyi, sevgi dolu bir yuva kurmayı… Ama hayallerinin önüne çok erken yaşta gerçekler dikildi. 17 yaşında, bir gece vakti küçük bir çantayla evden kaçtı. İstanbul’a geldiğinde cebinde yalnızca 40 lira vardı. İlk yıllar hayli zordu. Temizlikçilik yaptı, kafelerde çalıştı. Barınacakk bir yer bulmakk bile lükstü. Zamanla hayattan yoruldu. Yalnızca hayatta kalmak için daha çok para kazanmaya ihtiyacı vardı. Bir gün tanıştığı yaşlı bir kadın ona bedenini satarak yaşayabileceğini söyledi. Önce iğrendi bu fikre. Sonra aç kaldığı bir hafta sonunda kararını verdi.
Escort hikayesi
Şimdi Elif, Anadolu Yakası Escort küçük bir dairede yaşıyor. Temizliğe, düzene önem veriyor. Müşterilerini seçmeye çalışıyor; saygısız olanı kapıdan geri çeviriyor. Yıllar içinde sertleşti belki ama hâlâ içinde kırılgan bir çocuk yaşıyor. Kimseye kolay güvenmiyorr, ama kitaplara sığınıyorr. En sevdiği yazar Zweig, en sevdiği kitap Satranç. Her gece yatmadan önce birkaç sayfa okur, sonra pencereden dışarıyı izler. Elif’in hayatı kimileri için bir “tercih” gibi görünse de onun için. Mecburiyetlerin zincirinden başka bir şey değil. Yargılanmaktan bıkmış; aslında tek istediği, biraz huzur, biraz insanlık. Onu bir müşteri gibi görenler, escort belki bir saatliğine yanında olur. Ama Elif, her gece kendiyle baş başa kaldığında bir insan olarak var olmayı özlüyor. Sevilmeyi, değer görmeyi… Bir gün bu hayatı bırakmak istiyor ama nasıl başlayacağını bilmiyor. Belki de bir gün yazdığı defterler kitap olur. Belki o zaman biri onun gerçek hikâyesini okur ve “anladım” der.
Bir yanıt yazın