
Üsküdar escort dar sokaklarında gece her zamankinden daha ağır inmişti. Yağmur yeni dinmiş, kaldırımlar ıslak bir parıltıyla ışıldıyordu. 24 yaşındaki Zeynep, yorgun adımlarla yürürken ayakkabılarının suya oral batıp çıkmasından çıkan ses, sessizliğin içinde yankılanıyordu. Her geçen gün biraz daha ağırlaşan hayatı, gençliğinin verdiği umudu çoktan gölgelemişti.
Zeynep aslında çok farklı bir hayatın hayalini kurmuştu. Çocukken annesine, “Büyüyünce doktor olacağım,” derdi. Yoksulluk, ailesinin göç edip İstanbul’un kenar mahallelerinden birine yerleşmesi ve üstüne yaşadığı talihsizlikler onu hayata karşı çaresiz bırakmıştı.
Üsküdar seks escort geceleri dolaşırken insanların bakışlarına alışmaya çalışıyordu. Oysa Zeynep için hayat sadece hayatta genç çıtır esc kalmaktan ibaretti. Kalbinin derinliklerinde, kendisini anlamayan bu dünyadan kaçıp gitme arzusu vardı.
Bir gün Salacak sahiline indi. Kız Kulesi karşısında tüm ihtişamıyla duruyordu. Zeynep, kulenin ışıklarını izlerken içinden bir hüzün geçti. “Ben de bir gün ışığımı bulabilecek miyim?” diye düşündü. Martıların çığlıkları, dalgaların kıyıya vuruşu ve şehrin kalabalığı arasında kendini yapayalnız hissediyordu.
İnsanların onun yaşadığı çaresizliği bilmeden söyledikleri sözler kalbini en çok acıtan şeydi. Yine de o, içten içe güçlüydü. Geceleri sokaklarda dolaşırken bazen bir çocuğun gülüşünü duyduğunda, bazen bir annenin elinden tutan küçük birini gördüğünde, hayatın hâlâ güzel yanlarını hatırlıyordu.
Bir sabah gün ağarırken, Üsküdar milf escort sessiz sokaklarından biri boyunca yürüdü.
Bir yanıt yazın